Şehir üstünüze üstünüze mi geliyor, çok mu bunaldınız, kafa mı dinlemek istiyorsunuz, o zaman eşsiz koyları ve inanılmaz sokaklarıyla işte Bozcaada.... Tatil için 11 saat yol gidilir mi diye yakınırken, ondan ona inip binerken Geyikli'den son olarak bindiğimiz feribottan iskele görününce tüm sıkıntımı, katettiğim uzun yolları, geçen sıkıcı zamanı bir anda unuttum gerçekten. Kendi halinde sakin bir tatil için biçilmiş bir kaftan olduğunu ise adayı yaşadıktan sonra öğrendim..... Arnavut kaldırım dar sokaklarını ile, her camdan, her evden sarkan çiçekleri ile, insanlarla uyumlu kediler ve köpekleri ile, çay bahçeleri, balık restoranları, kale ve iskelenin yer aldığı avuç içi kadar merkezi ile, eşsiz berrak sularda yüzebilecek koyları ile yaşayarak öğrendim adayı; daha doğrusu öğrendik:)))Bir tatilin en mühim yanlarından biri de; ki bilen bilir; yürekten ve sizden birileri ile geçirmektir yılın en beklenen zamanlarını. Bozcaada'nın keyif aldığım noktalarından biri de bu oldu benim için. Ada keyfini çok şanslıyım ki ikiye katlayabildim!!!
Görülmeye değer bağ evleri, enfes şarapları, meşhur domates reçeli Bozcaada'ya dair unutulmayacak özel ayrıntılar. Kalabileceğiniz ufak ama sıcak pansiyonlar, yöresel bir mimari, Rum ve Türk mahalleleri, motor ya da bisikletle gezilebilecek kadar kısa mesafeler insanı çeken yönleri kesinlikle.. Yaza böyle bir tatil hayali ile başlamamıştım ama şimdi dilimden düşmeyen günler var artık yüreğimde, aklımdan çıkmayan yerler, insanlar var... Herşeye ve herkese rağmen hayattan keyif almak istiyorsanız; sıkılmadan sakin ve huzur içinde gezmek, eğlenmek istiyorsanız; doyasıya fotoğraf çekip o sokak senin bu sokak benim keşfe çıkmak istiyorsanız, hayvanları seviyorsanız ve yemeklerinizi paylaşabilirseniz; hergün aynı çay bahçesinde ama farklı tatlarda hatta rüzgar çanlarının sesleri içinde bulmaca çözerek, maç seyrederek, tavla oynayıp kavga ederek akşamlar geçirebilecekseniz, şarabı, balığı seviyorsanız mutlaka gidin benden tavsiye.......
